Herkesten kaçıyorum, kendime yakalanıyorum.
Bunaldım artık. Sıkıldım. Tükendim. Yoruldum.
Kendime gelirken yoruldum, işte bütün hikayem budur.
Aslında her şey, tükenen bir kaleme tükenmez dedikleri kadar yalan...
’Hayatım boyunca çok kitap satırı kanattım, çok nadir ki bir cümleyi, her gün ama her gün hatırlarım.
‘İnsanların rûhuma izinsiz girişleri yok mu; beni delirtiyor!’
Beni insanların çıldırtmasındansa gökyüzünün çıldırtmasını isterdim; karanlık yağmurun, müziğin…’’
Sonra, ben de rûhumun kederinden gittim kendime bir kahve yaptım. Demiyor mu, dedim neticede şâir içimden:
‘’İçtiğim şarap değil;
uzat kadehini, hasret doldurayım.’’ diye.