Biliyorsunuz ki; Allah yolunda bir hizmet söz konusudur. Bu hizmet iştiyake bağlıdır.
İştiyak, liyakat ve mükâfat; iştiyakin üçlüsüdür.
Gayret, himmet ve nusret; gayretin üçlüsüdür.İştiyakiniz varsa Allah'ın yolunda mutlaka yücelirsiniz. O, Allah'tır. Hizmeti mükâfatsız bırakmaz. Sizlere öyle bir mutluluk yaşatır ki; bu mutluluk, bir lokomotif olur. Mutluluğunuz, sizi daha çok hizmete ulaştırır. Daha çok hizmet de daha çok mutluluğa...
Hepiniz enfüsî olarak yani şahsî olarak, kişisel olarak gayretin sahibisiniz. Gayret, iştiyaki besleyen temel faktördür. İştiyakin harekete geçirdiği bir unsur, gayret. Allah yolunda Allah'a mahçup olmamak için kişinin olağanüstü bir gayretin sahibi olduğunu sık sık gözlemişizdir. Gerçekten birçok kardeşimiz Allah yolunda büyük fedakârlıklar yapmışlardır ve yapmaktadırlar. İşte Allah yolunda yapılacak bir işin ancak gayretle hedefe ulaşması söz konusudur. İştiyakin sahibi olan kişi, gayretin de sahibidir. İştiyak yoksa gayret zaten yoktur. O kişi, madem ki hizmeti angarya olarak mütâlea etmektedir, o kişi için bir sonuca ulaşmak (gayret olmadığı için) söz konusu değildir. Allah ile olan ilişkilerinize dikkatle bakın. Gayretiniz varsa himmet mutlaka arkadan gelir.
Himmet, sizin için irşad makamının Allah'a yaptığı duanın adıdır.
Dualar yani himmet, kişinin liyakatine göre Allah'ın indinde değerlendirilir. Bilelim ki sevgili kardeşlerim, Allah'ın katında herşey bir ölçüye göredir. Bu ölçü, liyakattir.
Öyleyse iştiyakin sahibi olan kişi, gayretin sahibi olacaktır. Ne ölçüde gayretin sahibiyse, irşad makamının yaptığı dua, Allah'tan istediği yardım (irşad makamı, Allahû Tealâ'dan en çok yardım istemesine rağmen), Allah'ın o kişiyi ulaştırdığı liyakat seviyesi, kişinin gayretine bağımlıdır. Öyleyse kişinin gayreti, himmeti davet eder.
Himmet, Allah'tan istenen yardımın Allah'a ulaşması ve Allahû Tealâ tarafından kabul görmesi halidir. İrşad makamının Allah'a yakarışıdır, yalvarışıdır.
İrşad makamı Allah'ın kölesidir. Köle, sahibine her zaman müracaat edebilir. Allah, onun (irşad makamının) sahibidir. Azadsız bir köle...
Ve gayretin muhtevasına göre, seviyesine göre himmetin kabulü söz konusudur. Herkes için: "Ona en çoğunu ver." diye dua eden irşad makamının bu duasının cevabı, onun sahip olduğu vasıflarla paralel olarak gelişir ve kişinin aldığı hizmette, gayretini ne ölçüde arttırması söz konusuysa, kişinin liyakati o seviyeye yükselir. İşte liyakatin o seviyeye yükselmesinde Allah'ın himmete verdiği cevap söz konusudur: Yani Allah'ın nusreti.
Allah'ın yardımı gelir, kişi yapabildiğinden daha ötesini yapabileceğini görür, hisseder ve tatbikata başlar. Ve gerçekten de bunu başarır. Allah'ın o kişinin liyakatini arttıran yardımı, nusrettir.
Nusretin gelişiyle liyakat artar. Liyakat ne kadar artarsa, mükâfat da o ölçüde yükselecektir.
İşte sevgili okuyucular, gördünüz ki iştiyak, liyakat ve mükâfat üçlüsü: Gayret, himmet ve nusret üçlüsüyle paralel çalışıyor. Neden? Çünkü, hizmet kendinize hizmet değildir. Allah'a hizmettir. İştiyakin, liyakatin, mükâfatın olduğu, mükâfatın Allah tarafından verileceği bir dizi gayret, mutlaka karşılıklı bir iletişimi ifade eder. Kişinin iştiyaki varsa gayreti vardır. Gayreti varsa o kişinin iştiyakinin artmasını sağlayacak olan, liyakati oluşturacak olan HİMMET gelir. Himmet, irşad makamının Allah'a yakarışıdır. Allah yolunda hizmet edenler için Allah'a yalvarmasıdır. Allah'tan yardım istemesidir.
İştiyak gayrete, gayret himmete, himmet nusrete, nusret liyakate, liyakat mükâfata açılan birer kapıdır.
Присоединяйтесь к ОК, чтобы подписаться на группу и комментировать публикации.
Нет комментариев