Süleyman aleyhisselam, hem padişahtı hem peygamberdi. Padişah olduğu zaman devlet reisleri hediyeler götürmeye başladı. Karıncanın biri de, bir çekirgenin kopmuş bacağını ağzına almış, o da saraya gidiyormuş. Nereye gidiyorsun diye sormuşlar. Karınca demiş ki:
— Süleyman aleyhisselam padişah oldu, ona hediye götürüyorum.
— Yahu sen aklını başına topla, devlet adamları gidiyorlar, çok büyük hediyeler götürüyorlar, senin çekirgenin bacağına mı kaldı bu iş?
— Öyle demeyin, Süleyman aleyhisselama, kim hediye getirdi diye listeye yazacaklar. Ben adımı yazdıracağım. Bacağı yazdırmayacağım! Orada, kimler geldi, kimler gelmedi diye listeye bakacaklar.
Herkes tarafını belli edecektir. Başka çare yoktur; çünkü ahirette iki yer var: Bir Cennet var, bir de Cehennem var, üçüncü bir yer yok. Diyecekler ki, sen hangi taraftasın?
İbrahim aleyhisselamı ateşe atılacağı zaman, yine bir karınca, ağzıyla su taşıyor. Mübarek bir zat diyor ki:
— Sen yaklaşamazsın bile bu ateşin yanına, bu suyla bu ateş söner mi?
— Sönmez elbette, sönmeyeceğini ben de biliyorum.
— Peki, niye taşıyorsun?
— Tarafımı belli ediyorum. Ben ateşi söndürmek tarafındayım.
Diğer tarafta ise yılan devamlı üflüyor. Yılana diyor ki:
— Sen ne yapıyorsun böyle?
— İbrahim yanacak, ateşi büyüsün diye üflüyorum. Ateşi körüklüyorum
— Neden yapıyorsun?
— Tarafımı belli ediyorum, ben bu taraftayım. Zulmedenler, sokanlar tarafındayım.
Присоединяйтесь к ОК, чтобы подписаться на группу и комментировать публикации.
Нет комментариев